Yabancı Ülke Vatandaşlarının Türkiye’de Boşanma İşlemi
İçişleri Bakanlığı Göç İdaresi Başkanlığı verilerine göre 13 Haziran 2024 yılı itibariyle ikamet izni ile ülkemizde bulunan yabancı sayısı 1 milyon 128 bin 169’dur. İkamet izni olmadan ya da ikamet izni süresi her hangi bir sebeple sona ermiş kişilerin sayısı ilgili veriye dahil edildiğinde, ülkemizin çok ciddi bir sayıda yabancı ülke vatandaşlarına ev sahipliği yaptığı sonucuna varılacaktır. Yabancı ülke vatandaşlarının Türkiye’de yaşadığı/yaşayacağı muhtemel sorunlardan birisi de, Türkiye’de evliliğin nasıl yapılacağı ya da mevcut evliliğin nasıl sonlandırılacağı hususudur. Yabancı ülke vatandaşlarının Türkiye’de nasıl evlilik yapacağı hususu, “Yabancı Ülke Vatandaşlarının Türkiye’de Evlenme İşlemi” adresimizde detaylıca izah edilmiştir. Bu makalemizin birinci kısmında, yabancı ülke vatandaşlarının Türkiye’de boşanma işleminin mümkün olup olmadığını, ikinci kısmında ise, yabancı unsurlu boşanma davaların şekil şartlarını, uygulanacak olan hukukun tespitini ve boşanma işleminin hüküm ve sonuçlarını izah edeceğiz.
Yabancı Ülke Vatandaşları Türkiye’de Boşanabilir mi?
Bilindiği üzere, evlenme işlemi, evlenme ehliyetine sahip bulunan herkes için Türkiye Cumhuriyeti Anayasası ve Türkiye’nin de taraf olduğu uluslararası anlaşmalarla teminat altına alınmış olan bir haktır. Boşanma işlemi de, evlenme gibi anayasal ve uluslararası bir hak olarak tanımlanmaktadır. Türk Medeni Kanunu‘nun 166. Maddesi ” Evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerden her biri boşanma davası açabilir. ” demektedir. Anayasamızın 36. Maddesi ise ” Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir. Hiçbir mahkeme, görev ve yetkisi içindeki davaya bakmaktan kaçınamaz. ” demektedir. Şüphesiz ki, Anayasamızın 36. Maddesindeki ” herkes ” kelimesi, ülkemizde bulunan ve uyruğu ayırt edilmeksizin bütün ülke vatandaşlarını kapsamaktadır. Buradan anlaşılacağı üzere, evlilik birliğini oluşturan taraflardan her ikisinin de yabancı ülke vatandaşı olması halinde dahi Türkiye’de boşanma işleminin gerçekleşebilecektir.
Yabancı Ülke Vatandaşlarının Boşanma Davasında Hangi Hukuk Uygulanır?
Yabancılık unsuru taşıyan boşanma davalarında önemli husus ise, boşanma davasında hangi ülkenin hukukunun uygulanacağı konusudur. Bu husus, 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun‘da açıkça düzenlenmiştir.
Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun‘un 4. Maddesinde, evliliğin taraflarının birden fazla vatandaşlığının olması ve aynı zamanda Türk vatandaşı olmaları halinde, Türk Hukukunun uygulanacağını, birden fazla vatandaşlığı olmasına rağmen Türk vatandaşlığı bulunmayanların ise, hangi ülke ile sıkı ilişkilerin bulunduğunun tespit edilip o ülkenin hukukunun uygulanması gerektiğini belirtmektedir. MÖHUK md14. İse şöyle demektedir;
Boşanma ve ayrılık sebepleri ve hükümleri, eşlerin müşterek millî hukukuna tâbidir. Tarafların ayrı vatandaşlıkta olmaları hâlinde müşterek mutad mesken hukuku, bulunmadığı takdirde Türk hukuku uygulanır.
Boşanmış eşler arasındaki nafaka talepleri hakkında birinci fıkra hükmü uygulanır. Bu hüküm ayrılık ve evlenmenin butlanı hâlinde de geçerlidir.
Boşanmada velâyet ve velâyete ilişkin sorunlar da birinci fıkra hükmüne tâbidir.
Geçici tedbir taleplerine Türk hukuku uygulanır.
İlgili maddeden anlaşılacağı üzere, boşanma ve ayrılık taleplerinde tarafların Türk vatandaşı olmayıp, her iki tarafın da, aynı ülke vatandaşı olması halinde o ülkenin ayrılık ve boşanma hukuku uygulanacaktır.
Boşanma davalarında uygulanacak olan hukuka ilişkin örnekler şu şekildedir;
ÖRN. 1 – Evli ve her ikisi de İran ülkesi vatandaşları Türkiye’de boşanmak isterse, Türk Mahkemeleri davayı işleme alacak ve İran ülkesi hukukunu uygulayacaktır.
ÖRN. 2 – Evli ve birisi Alman, diğeri Afganistan ülkesi vatandaşları Türkiye’de boşanmak isterse, Türk Mahkemeleri davayı işleme alacak ve müşterek milli hukuklarının bulunmaması sebebiyle, mutad mesken hukuku uygulanacaktır. Mutad mesken hukukundan anlaşılması gereken ise; kişilerin gerçek hayat ilişkilerinin sürdüğü, kişilerin fiilen oturduğu ve oturmak isteği ve iradesinde olduğu yerdir.
ÖRN. 3 – Evli ve birisi Türk diğeri Amerika ülkesi vatandaşlarının Türkiye’de boşanmak isterse ve bu kişilerin Almanya’da yaşaması ve mutad meskenlerinin Almanya ülkesi olması durumunda, müşterek milli hukukun olmaması ve mutad meskenin Almanya olması sebebiyle Alman Hukuku’nun boşanmaya ilişkin hükümleri uygulanacaktır.

Boşanma İşleminin Hüküm ve Sonuçları Nafaka ve Velayet Hususları
Nafaka Taleplerine MÖHUK 14/2 maddesi hükmü uygulanacaktır; ” Boşanmış eşler arasındaki nafaka talepleri hakkında birinci fıkra hükmü uygulanır. Bu hüküm ayrılık ve evlenmenin butlanı hâlinde de geçerlidir.”
Bu hüküm, ayrılık ve evlenmenin butlanı hâlinde de geçerlidir. Nafaka taleplerinde uygulanacak hukuk da MÖHUK Madde 3’e göre düzenlenmiş olup, tarafların vatandaşlıklarına veya müşterek milli hukuklarına, yoksa müşterek mutad mesken hukuklarına ve bunların da bulunmaması halinde Türk Hukuku’na başvurulacaktır.
Nafaka konusunda, Türkiye’nin taraf olduğu 1973 tarihli Nafaka Yükümlülüğüne Uygulanacak Hukuka İlişkin La Haye Sözleşmesi’nde boşanmış eşler arasındaki nafaka talepleri, sözleşmedeki genel bağlama kuralının dışında tutularak boşanmaya uygulanan hukuka tabi kılınmıştır (Madde 8). Bu durum, MÖHUK Madde 14/2 hükmüyle benzerlik göstermektedir.
Velayet ve velayete ilişkin sorunlarda ise MÖHUK Madde 14/3 hükmü gereğince ilk fıkra hükümleri uygulanacaktır. Bu kapsamda, tarafların müşterek milli hukuku olup olmadığına veya müşterek mutad mesken hukuklarının bulunup bulunmadığına bakılacaktır. Bu da mevcut değilse Türk Hukuku uygulanacaktır.
Son olarak MÖHUK Madde 14/4 maddesi uyarınca, geçici tedbir taleplerine Türk hukuku uygulanır. Boşanma ve ayrılık davaları sürecinde her türlü geçici tedbir talebi, bu şekilde Türk hukukuna tabi kılınarak düzenlenmiştir.
Türk hukukunda boşanma, sadece mahkeme kararıyla kurulan bir hukuki işlem olduğundan, MÖHUK’ta boşanmanın şekline ilişkin özel bir düzenleme de yer almamaktadır.
Mal Varlığına İlişkin Sonuçlar
Boşanma işleminin sonuçlarından biri de, tarafların mal varlığının paylaşımına ilişkin durumdur. Bilindiği üzere, taraflar arasında mevcut evliliğin sonlandırılmasına ilişkin olarak verilen boşanma kararı mal varlığının paylaşımına ilişkin bir sonuç içermez. Boşanma davası, yalnızca tarafların medeni durumlarında değişiklik içeren boşanma kararı vermektedir. Taraflar arasında mal paylaşımına ilişkin bir ihtilaf bulunması halinde, mal paylaşımına ilişkin ikinci bir davanın açılması gerekmektedir. Bu durumda, yabancı ülkede mal varlığının bulunması halinde, boşanma davasından sonra, mal varlığının bulunduğu ülkede, mal paylaşımına ilişkin dava açılması gerekmektedir.
Sonuç
Yabancıların Türkiye’de boşanması, Türk hukuku açısından özel düzenlemeler gerektiren karmaşık bir süreçtir. Bu süreçte, boşanma davalarında hangi hukukun uygulanacağı ve yetkili mahkemenin belirlenmesi önem arz etmektedir. 5718 sayılı Milletlerarası Özel Hukuk ve Usul Hukuku Hakkında Kanun (MÖHUK), yabancı unsurlu boşanma davalarında temel kaynaktır. MÖHUK’a göre, boşanma ve ayrılık sebepleri ile bu davaların hükümleri, eşlerin müşterek milli hukukuna tabidir. Eğer eşlerin aynı vatandaşlığı yoksa, müşterek mutad mesken hukuku uygulanır; bu da bulunmadığı durumda ise Türk hukuku devreye girer. Boşanma davalarında nafaka talepleri, MÖHUK’un ilgili maddesi gereği, boşanmış eşler arasındaki müşterek milli hukuka göre belirlenir. Velayet ve velayete ilişkin sorunlarda da aynı ilke geçerlidir; tarafların müşterek milli hukuku olmadığı takdirde Türk Hukuku uygulanır. Geçici tedbir talepleri ise Türk hukukuna tabidir ve bu talepler, boşanma sürecindeki geçici düzenlemeleri içerir.
Yetkili mahkeme belirlenmesinde ise Türk Medeni Kanunu’nun 168. maddesi ve Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 6. maddesi önem taşır. Buna göre, boşanma veya ayrılık davalarında genel yetkili mahkeme, davalının yerleşim yeri mahkemesidir. Yabancı unsurlu boşanma davalarında Türk mahkemelerinin yetkisinin doğabilmesi için, taraflardan birinin Türkiye’de ikamet etmesi veya son altı ay içinde birlikte yaşadıkları yerin Türkiye’de olması gerekmektedir.
Sonuç olarak, yabancıların Türkiye’de boşanma sürecinde MÖHUK ve Türk Medeni Kanunu’nun belirlediği kurallar çerçevesinde hareket etmeleri gerekmektedir. Bu süreçte doğru bilgiye ve uzman hukuki desteğe sahip olmak önemlidir.
Av. Batın YILMAZ & Av. Bahar DANIŞ
